KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ

R.ŞANAL Menü

Rol Yapmak

R.ŞANAL › Rol Yapmak

İnsan, ruhsal tekâmül yolculuğunda, kendi gelişim ihtiyacı için gerekli olan bir role bürünür. O rol sayesinde, bazı duyguları dışlar bazılarını içselleştirir.

Rol Yapmak

İnsan, ruhsal tekâmül yolculuğunda, kendi gelişim ihtiyacı için gerekli olan bir role bürünür. O rol sayesinde, bazı duygu ve düşünceleri dışlarken, bazılarını içselleştirir. Ve o rol sayesinde, kendisine yararlı olacak bir kaderi yaşar.

“Rol ve Oynamak” kelimeleri her şeyi açıklar aslında. Yunancada “Kişilik” anlamına gelen PERSONA, tragedyalarda "Maske" anlamında kullanılır. Aslında kişilik, bu durumda kişinin maskesidir. Kendisi değil ama maskesi...

Peki, maskenin arkasında ne var? İnsanın kendisi, özü, tanrısal varlığı kuşkusuz. O halde rol, tanrısal varlığı gizlemek için kullanılan maskedir ve aynı zamanda onu açığa çıkarmak için...

Bu yüzden ben, sabah danışmaya geldiğinde ezik, büzük, ağlamaklı görünen birçok kişinin, daha akşamında yüzünün bambaşka bir ifadeye büründüğünü gördüğümde “İşte” derim, “Ego'nun maskesi düştü!”

Bir maskeyi, ancak onun bir maske olduğunu bilirseniz değiştirebilirsiniz. Bizim de yapmaya çalıştığımız budur ve ancak kendi maskenizi çıkarmaya cesaret ettiğinizde başkasının maskesini ve onun ardındakini görürsünüz.

Maske takmış biri genellikle abartılı bir biçimde davranan kişidir. Bir tür karikatürdür.

Gerçek değildir, sahtedir. Onu abartılı hallerinden, akıl dışı davranışlarından kolayca tanırsınız. Aynı zamanda bir türlü kontrol edemediği zayıf düşürücü duygularından.

Kendine çok güvenen güçlü bir karakterin hindi gibi şişinmesi, sıkça görünen bir durumdur. Kendine acıyan karakter de zorla sahneye çıkmışçasına, ezile büzüle, acıklı, tavizkar tavırlar sergiler. Böyle yaparak “Bakın ben ne acınacak biriyim, bana acıyın ve beni kollayıp gözetin.” demektedir.

Hemen herkes, böyle maskeyle dolaştığı için, sahtekârlık yapmaktadır. Ancak bu anlamda, sahtekârlık yapma hakkını tanrı insana vermişken, insan da sonuna kadar bunu kullanmış olur. Çünkü tanrısallığı anlamanın yolu, karşıtını deneyimlemekten geçer. Eğer gücümüzü fark etmek istiyorsak güçsüzlüğü, sevgiyi bilmek için sevgisizliği denemeliyiz. Çünkü biz, bir şeyi ancak zıddıyla biliriz.

Hayatında beyazdan başka bir renk görmeyen biri, beyaz renk hakkında bir fikre sahip olamaz. Beyazın beyaz olduğunu anlamak için karşıtını bilmek durumundayız.

Negatif kişilik, kişinin kendi kendinin tuzağı gibidir. Örneğin hem yalnızlıktan şikâyet eder hem kimseyi yanına yaklaştırmaz. Hem hiç kimsenin sorumluluk almadığından, herkesin her işi kendisine bıraktığından söz eder hem de kimseye iş bırakmaz.

Birinci tip, yaşamını güvenle sürdürmek için sevgiden ve bağlanmaktan korkmaktadır.

İkinci tip ise her şeyi sadece kendisi yaptığında bir sorun çıkmayacağını sanır.

Hayatımızda ne olup bitiyorsa onlara inandığımız için olmaktadır.

Kişilik dediğiniz şey bir programdır. Her programın bir amacı vardır. Sizin kişiliğinizin birinci amacı “Yaşamı güvenle sürdürmektir.” Bu bir stratejidir. Bu sizin tipinizi oluşturur. Sizin bu amaca ulaşmanızı sağlamak amacıyla yine sizin tarafınızdan oluşturulur. “Negatif İnanç” bütün programın yazılım cümlesi gibidir ve bu cümlenin üstüne bütün sistem oluşur: Değerler, inançlar, tutum ve davranışlar.

Bunların tümü de sizin kişiliğinizdir.

Bu sistem, hayatta “hep” neler yaşayacağınız ve “hiç” neyi yaşamayacağınızı belirler. Bu da aslında kaderinizdir. Hiç “hayır” diyememek ve hep “evet” demek zorunda kalmak, hiç “alamamak” hep “vermek” zorunda kalmak, hiç “bilmiyorum” diyememek hep “bilen” olmak (ya da tam tersi) sizin kaderiniz olur. Sahte benlik ya da ego teşhis edilip dönüştürülmedikçe insana rahat yoktur. Bu durumda sorunlar, acılar ve hastalıklar kişinin yakasını bırakmaz.

Ne zamana kadar? Ana yazılım cümlesini değiştirene kadar. O zaman kişilik, virüslerinden arınmaya başlar. Sahte benlik gider, gerçek benlik ortaya çıkar.

Hep ile hiç arasındaki süreçten, “Duruma göre”ye geçersiniz.

Bu da artık aklınızı kullanmaya başladığınızı, ilkel benliğinizle hareket etmediğinizi gösterir.

Böylece artık komik durumlara düşmez, gereksiz zaman ve enerji sarfiyatından kurtulursunuz.

Hayatınızdan yorgunluk, boşa çalışmak ve acı kalkar. Bunlar geçici süre var olsalar bile uzun vadede kısır döngüye dönüşmez.

Bu sebeple kişinin kendini tanıması, kabul etmesi ve seçimlerine sahip çıkması çok önemlidir. Zaten Tanrı da böyle yapan insanların alnından öpüyor. Nasıl mı? O kişilerin mutlu ve sağlıklı yaşaması için tüm sistemini aktive ederek!

R.Şanal

Bu sayfa 11.10.2021 tarihinde eklendi.


  • Ana Sayfa
  • Resimler
  • Videolar
  • Makaleler