KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ

R.ŞANAL Menü

Korkuya Elveda

R.ŞANAL › Korkuya Elveda

Her birimiz aklı başında insanlar olarak, davranışlarımızın bizim kontrolümüzde olduğuna inanırız. Yapıp ettiklerimiz biz öyle istediğimiz için öyle olmaktadır.

Korkuya Elveda

Her birimiz aklı başında insanlar olarak, davranışlarımızın bizim kontrolümüzde olduğuna inanırız.
Yapıp ettiklerimiz, biz öyle istediğimiz için öyle olmaktadır.

Oysa gerçek, hiç de böyle değildir.
Bizi yönlendiren ego mantığımızdır.

Ego mantığı kendini ayrılığa, korkuya, mutsuzluğa, yoksunluğa ayarlamıştır.
Ve bu mantık, olayları bu gözle görmemizi ve bu şekilde yaşamamızı hazırlar.

Ego dediğimiz, insan özünün; görkemli, güzel, yüce, bilge özünün bedenlenmesinden ortaya çıkan sahte bir şeydir.
O gerçek değildir, bizim gerçek varlığımızdan ortaya çıkan bir gölgedir.

Biz, yüzyıllardır, çok kez çeşitli bedenlerde yaşadık, öldük, öldürüldük, aç kaldık, susuz kaldık, sakat kaldık belki.

Bütün bunlar; bu anılar, bu duygu bizim aklımızda yer tuttu. Kendimizi korumak, varlığımızı sürdürmek için gösterdiğimiz bu çaba, bizi bedenimizle özdeştirdi.
Kendimizi bedenimiz sandık.
Oysa biz, o yüce olan, öldürülemeyen, güçlü ve sevgi dolu varlıktık.

Bu parlak ışığın önüne kara bir bulut gibi çöktü, bu inanç.
Şöyle karar verdik: Ben bedenim!
İşte bütün kötülükler, acılar yoksulluklar bu inançtan kaynaklandı.
Mitolojideki “Pandora’nın Kutusu” gibi.
Ego mantığı öyle yer tuttu ki beynimizde, dinleri değiştirip bozduk.
Bu tanrısal mesajları, korku ve suçluluk aşılayan emirler ve yazgılar haline getirdik.

Öyle girdi ki bu mantık içimize, öldürülmekten korktuğumuz için öldürüldük.
Aldatıldığımıza inandığımız için öfkelendik.
Kırdık, kırıldık.
Ego mantığı, yanlışlar yaptığımızı, kötü olduğumuzu söyledi bize.
Bu yüzden ezdik, ezildik, hoşlandık, sömürüldük.

Ego mantığı bize aç kalacağımızı, susuz kalacağımızı fısıldadı hep.
Gerçek doğrularımızdan uzaklaştık.
Bu yüzden büyük kaygılar çektik.
Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz diye paranoyakça bir korkuyla kullanabileceğimizden fazlasını istedik.
O da yetmedi, başkalarının elindekilere göz diktik.
Elimizdekileri verirsek bize kalmayacak gibi düşündük.

Bu mantık öyle sindi ki aklımızın çekirdeğine, olayları hep yenmek ve yenilmek mantığı ile çözmeye çalıştık.
Bir taraf kazanıyorsa öbür taraf kaybediyordu bize göre.
İki tarafın da kazanabileceği çözümler düşünmedik hiç.
Hatta “taraf” diye bir şey var mıydı acaba?

Kendimizi bedenimizle öyle özdeşleştirdik ki ölüm bizim için “korkunç ve karanlık bir son” oldu.
Ne yapsak, ne etsek ölüm korkusu yakamızı bırakmadı hiç.
Ego mantığı bizim başka insanlardan ayrı ve farklı olduğumuzu işledi hep.
Hele derilerimizin rengi farklı olunca, hele ayrı ayrı dinlere mensup olunca, bu farklılık ayrılığa, düşmanlığa dönüştü.

Devam edecek.

R.Şanal

Bu sayfa 05.11.2021 tarihinde eklendi. En son 05.11.2021 tarihinde güncellendi.


  • Ana Sayfa
  • Resimler
  • Videolar
  • Makaleler